- Altınordu Haber Merkezi
- 0 543 578 72 80
Eylül ayının gelişi ile birlikte ülkemizde okul zilleri çalmaya başladı. Uzun bir yaz tatilinin ardından çocuklarımız okullarına, arkadaşlarına ve öğretmenlerine kavuştu. Ancak bu güzel başlangıcın bir de "davetsiz misafiri" var: Üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE). Okul koridorlarında ve sınıflarda sadece bilgi değil, ne yazık ki virüsler ve bakteriler de hızla yayılıyor.
Peki, okulların açılmasıyla bu enfeksiyonlar neden bir anda tırmanışa geçiyor? Cevabı aslında çok basit. Kapalı ve kalabalık sınıf ortamları, virüslerin bir çocuktan diğerine geçmesi için mükemmel bir zemin hazırlıyor. Çocukların oyun oynarken, ders çalışırken veya yemek yerken birbirleriyle yakın temasta olmaları, ortak oyuncakları, kalemleri ve sıraları kullanmaları bu yayılımı kaçınılmaz kılıyor. Özellikle bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmemiş olan küçük yaş grupları, bu hastalıklara karşı daha savunmasız oluyor.
En Sık Görülen "Okul Hastalıkları" Neler?
Bu dönemde karşımıza en çok çıkan tablolar genellikle nezle, grip, farenjit, larenjit ve sinüzit oluyor. Belirtileri daha çok burun akıntısı ve tıkanıklığı, hapşırma ve öksürük, boğaz ağrısı ve yutkunma güçlüğü, halsizlik, iştahsızlık, hafif ateş, kas eklem ağrılarıdır.
Sadece Bir "Çocuk Hastalığı" Değil
Bu enfeksiyonlar yalnızca çocuklarımızı etkilemekle kalmıyor. Okuldan virüsü kapan bir çocuk, okuldaki öğretmenlerine, eve geldiğinde onu anne-babasına, kardeşlerine ve hatta büyükanne ve büyükbabasına bulaştırarak bir aile içi salgına neden olabiliyor. Bu durum, ebeveynlerin iş gücü kaybına, diğer aile bireylerinin hastalanmasına ve toplumsal bir sağlık sorununa dönüşebiliyor.
Peki, Ne Yapmalı? Korumak Mümkün Mü?
Elbette mümkün! Alacağımız basit ama etkili önlemlerle hem çocuklarımızı hem de kendimizi bu can sıkıcı hastalıklardan büyük ölçüde koruyabiliriz.
Yeni eğitim-öğretim yılının bu ilk günlerinde, ders zilleriyle birlikte hastalık çanlarının çalmaması için hepimize görev düşüyor. Unutmayalım ki sağlık, en iyi ders notundan bile daha değerlidir. Bu basit önlemleri bir yaşam tarzı haline getirmemiz gerektiğini unutmayalım.
Doç.Dr.Ali Aygün
Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi
Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı
YAZARIN DİĞER YAZILARI